İçgüdüsel Dürtü Kuramı
- pskecemtunaboylu
- 4 May
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 May
Freud’un geliştirmiş olduğu cinsellik kuramının temelleri içgüdüsel dürtü (instinctive impulse) fikrine dayanıyordu.
Freud’a göre zihin sınırını aşan uyaranları boşaltmak için aygıttır. Peki nedir bu uyaranlar? Dışsal (tehdit oluşturan bir yırtıcı gibi), ve içsel (açlık gibi).
İçsel uyaranların başlıca olanları cinsel içgüdülerdir. Freud bu içgüdülerin bedenin farklı kısımlarından oluşan gerilimler olarak gösterip boşalımları için etkinlik talep ettikleri görüşündeydi. Bu düşüncenin daha iyi oturması için bir somut bir örnek vermek gerekirse oral libido ağızda (kaynak) ortaya çıkar, emme etkinliği için bir ihtiyaç yaratır (amaç) ve doyum için gereken bir şeye örneğin memeye (nesne) yönelerek ona bağlanır.
Burada gördüğümüz örnekte bebek kendini korumak niyetiyle beslenir ve memenin bir libidinal haz kaynağı olduğunu keşfeder. Meme ilk libidinal nesne haline gelmiş olur.
Sinir uçlarının belirli organlarda yoğunlaşması, onların işlevini libidinal dürtülerin kaynağı olarak belirler. Bu ‘’erojen bölgeler’’ her zaman cinsel uyarılma potansiyeline sahiptirler. Bunlardan yola çıkarak Freud bir dizi psiko-cinsel evre öne sürmüştür. (Oral, anal, fallik, genital.)
Freud bu kuramı geliştirmeden önce hastalarından yola çıkarak cinselliğin ani bir uyanış veya özgül bir travma biçiminde belirli bir başlangıcı olduğunu düşünmekteydi. Ancak yıllar içerisinde cinselliğin, genitallik olarak değil de bedenin birçok farklı bölgesinde yer alan, yaşamın ilk yıllarındaki birçok farklı eylem aracılığıyla uyarılan yaygın bir duyumsallıkla (sensuality) başladığını ileri sürdü. Kısacası erişkin yaşantısının nehri, çocukluk kaynağından gelen sürekli akıntılardan oluşur.


Yorumlar